Blogger tarafından desteklenmektedir.

BAKIR

21 Nisan 2014 Pazartesi

Kırmızı-kahverengi metal (simgesi Cu olan kimyasal element).[Bk. ansikl. böl.] —2. Bakırdan yapılmış kap kacak: Bakırları kalaycıya vermek. —3. Bakır çalığı, yeşile çalan mavi renk. || Bakır çalığı olmak, bakır çalmak, bakır kapta duran yiyecek sözkonusuysa, bakır tuzlarıyla zehirli duruma gelmek. || Bakır rengi, bakırın kızıl rengi.



—Anorg. kim. Bakiri, bakırın bir değerli olduğu bileşik ve oksit (Cu20) için kullanılır. j| Bakır II, bakırın iki değerli olduğu bileşik ve oksit (CuO) için kullanılır.

—Bağc. Gri bakır pası, katışık bakır hid-roksiasetat. (Eskiden açık havada sirkeleşmiş üzüm küspesinin bakır levhalara etkimesiyle elde edilir, bağ mildiyusuna karşı ilaç olarak kullanılırdı.)
El sant. Bakırın bayılması, gereğinden fazla tavlanması sonucu bakırın parçalanması. || Bakırın silkmesi, külçe bakırın dövülmesi sırasında, dövücü ekipten birinin çekici boşa sallamasıyla, bakırı tutan ustanın bileğinin sarsılması. || Dişi bakır, bakırcılıkta yumuşak bakıra verilen ad. || Erkek bakır, bakırcılıkta sert bakıra verilen ad. || Katlı bakır -» KATMER. || Levha bakır, dövülerek ya da silindirden geçirilerek inceltilmiş, biçimlendirmeye hazır bakır plaka. Tahta bakır da denir. || Şahmerdan bakın, şahmerdan denen tjüyüll, 'citD-matik çekiçlerle dövülerek leVha'halifife getirilmiş bakır. ''


—Kim, Bakır alaşımı, % 1 'in üzerinde çözünmüş elemeht içeren bakır alaşımlarının genel adı. || Bakır giderme, bir metal parçasınd^kibakırı kim'ykşal ya da elektrolitik (anötsal),çözünm'e'yoluyla eleme işlemi. || Bakır kaplama, bir yüzeyde bakır katnjan oluşturma işlemi;, — Bu işlemin sonucl^,

—Kuyumc.'(3atof pastaşı, kaplama yapımında, bakır,üşerjhe gümüş lehimlenirken, bakırın üzeripe sürüleri derişik gümüş nitrat çözeltisi:'

—Metalürj. Kırmızı bakır, arı bakırın geleneksel adı (pirinç ya da sarı bakır’m karşıtı olarak kullanılır). || Rosette bakırı, doğal durumdaki arı bakır. || S/ya/J bakır, arılaştırılmamış b^|r.

—Müz. Bakır, üflemeliler, madeni üflemeli çalgı grubu. (Su gruptaki çalgılar, ağızlık ve pistonlar ya da sürgüyle donatılmıştır. Orkestrada yaylılarla vurmalılar arasında yer alan bakır üflemeliler grubu, "büyük armoni" diye anılan öğeyi oluşturur.) —Ted. Bakır tedavisi, bakırın ya da bakır tuzlarının tedavide kullanılması. (Bir zamanlar stafilokokların yaptığı hastalıklarda kullanılırken, şimdi özellikle bazı romatizma türlerinde kullanılmaktadır.) [Eşanl. KÜPROTERAPİ.] ,


—Tekst. Bakır ipeği, selülozu, bakır sülfatla işleyerek elde edilen bir tür yapay ipek. (Bk. ansikl. böl.)

sıf. Bakırdan yapılmış şey için kullanılır: Bakır tepsi. Bakır çerçeve. —ANSİKL. Arkeol. Bakır cevheri, çok eskiden boncuk, topluiğne ve biz yapmak için çekiçle dövülürdü; İran'da, Ali Köş' te ya da Anadolu’da Çayönü tepesinde İ.Ö. IX.-VII. binyıllardan kalma küçük bakır eşyalar ortaya çıkarıldı. Bakır eritme-ciliğinin ilk izleri İ.Ö. 7000-6000 arasında Anadolu'da Çatalhöyük sit alanında bulunan curuflardır. Bakırın eritilmesiyle doğan metalürji, Ortadoğu'da IV. binyıllar-da gelişme gösterdi ve Sümer site .devletlerinin kuruluşunda önemli bir rol oynadı (Ur kral mezarları). İ.Ö. 3000'e doğru da bakır-kalay alaşımı (bronz) bulundu.Bakır, VI. binyılda Türkmenistan’da, V. binyılda da Mısır’da görüldü. Yine V. bin-yılda Karadeniz’in batı kıyılarında da işlendiği sanılmaktadır. Batı Avrupa'daysa bakır ancak III. binyılda tanındı. İtalya'da, Fransa’nın güneyinde ye iber yarımadasının doğu kıyılarında, İ.Ö. 2500’e doğru, belirli arkeolojik dönemlere ait (İtalya' da, Remedello, Fransa’da Treilles, Ispanya'da Los Millares kültürleri) bakır hançerler ve boncuklar görüldü. Bu bölgelerin bakırları ve maden filizleri üzerine yapılan incelemeler eski bir metalürjinin varlığını ortaya koydu. Kuzey Amerika'da da bakır cevheri İ.Ö. III. binyılda işlenmeye başlamıştı.

kimya
Atom sayısı: 29 Atom kütlesi: 63,54 Özgül kütlesi: (20°C’ta): 8,9 g/cm3 Erime sıcaklığı: 1 083,4°C Kaynama sıcaklığı: yaklaşık 2 567°C Yükseltgenme dereceleri: +1, +2 Elektron biçimlenmesi: [2,8,18] s’ İzotopları: 58-68 arası Kararlı izotopları: 63 ve 65 Doğal bakır: raCu: % 69,1 «Çu: % 30,9
Bakır, kübik sistemde kristalleşir. Sanayi metalleri arasında kusursuz bir ısı ve elektrik iletkenidir. Orta sertlikte olduğundan kolayca dövülebilir ve tel haline getirilebilir. Çekiçle dövülerek, yan saydamlığından dolayı yeşil görünen çok ince yapraklar elde edilir.


Atom yarıçapının küçük ve çekirdeğinin çok yüklü olması, bakırın kimyasal etkinliğinin eksik olduğunu gösterir; nitekim Cu=Cu2+ +2e" biçimindeki elektrokim-yasal tepkimenin olağan yükseltgen-me-indirgenme potansiyelinin artı değerli (0,34 V) olması da bunun bir kanıtıdır.

Bakır, yalnızca yükseltgen özelliği olan (nitrik asit, sıcak sülfürik asit) ya da kendisiyle çeşitli kompleksler oluşturabilen asitlerle tepkimeye girer (hidroklorik asitle yavaş tepkimesi bunu gösterir).


Havayla yüzeysel bir korozyona uğrar; çünkü kimi zaman bakırpası da denilen baz nitelikli, koruyucu bir karbonat katmanıyla örtülür. Havayla yükseltgenmesi asit oltamda daha da artar; sirke ve yağlı
maddelerle tepkimeye girerek emetik tuzları oluşturur; bu nedenle bakırdan yapılmış kap kacak kullanılırken kimi önlemler almak gerekir. Ayrıca amonyak bakı-nn havayla yükseltgenmesini sağlar; tepkime sonucunda Schweitzer çözeltisi adıyla bilinen ve selüloz çözücüsü olarak kullanılan amonyaktı bir kompleks elde, edilir. Öte yandan bakır, kızıl hale gelinceye değin ısıtıldığında yükseltgenerek kararır. Klorda ve kükürt buharında yanar.

Bakır bileşikleri. İki seri bakır bileşiği vardır: bakiri bileşiklerinde, bakır bir değerlidir; bakır II bileşiklerindeyse iki değerlidir; oksijenli tuzlar karşısında yalnızca bakır II bileşikleri karartıdır. Bakır I ve bakır II iyonlannın yarıçaplarının küçük oluşu, bakınn, alıcı biçiminde birçok komplekse katılmasını sağlar.

Bakır I oksit'e (Cu20), doğada kırmızı sekizyüzlüler biçiminde rastlanır (kuprit); Fehling çözeltisi ya da bakır II asetat olü-kozla indirgenerek elde edilir; bu oksit camlara yakut kırmızısı rengi vermede kullanılır.

Bakirli oksit (CuO), siyah renklidir; bakır ya da nitrat kavrularak elde edilir. Bakır II tuzu içine bir alkali çözelti katıldığında, mavi bir çökelek biçiminde bakır II hidroksit [Cu(OH)2] elde edilir; bakır II hidroksit amonyakta çözünerek bir kompleks, yani amino kuprat II çözeltisi oluşturur. Bakır II oksitten, camlara yeşil renk vermede yararlanılır.


Bakır I klorür (CuCI), kristal yapılı beyaz bir tozdur; suda çözünmemesine karşın amonyak ve hidroklorik asitte çözünür. Bu çözeltiler karbonmonoksidi soğurur. Amonyaklı bakır I klorür aynı zamanda bir asetilen ayracıdır.

Bakır II klorür (CuCI2), anhidrit halinde sarıdır, hidratlandığında yeşil iğne biçiminde kristalleşir.


Bakır sülfat (CuSOJ, bakır tuzlannın en önemlisidir. Bakır hurdalanndan elde edilir; bakır hurdalan önce kavrularak yük-seltgenir ve oluşan oksit, sülfürik asitte çözülür. Triklinik mavi kristaller halinde güzel bir görünümü vardır. Bu kristaller ısıtıldığında su yitirerek beyaz toz haline dönüşür; ancak su ile yeniden mavileşirler. Bu tuzun pek çok uygulama alanı vardır; demir II sülfatla birlikte yün ya da ipeği
boyamada kullanılan mor ve siyah boyaların temel maddesini oluşturur. Elektro-metalürjide olduğu gibi galvanoplastide de büyük miktarlarda tüketilir; bir antiseptik ve fonjisittir. Streptokok ve stafilokok-lann yol açtığı bulaşıcı deri hastalıklannın tedavisinde, antiseptik ilaç olarak yararlanılır. Bakır sülfat Dalibour formülünde genellikle çinko sülfatla birleşik halde bulunur. Bu bileşik, bulamaç haline getirilerek bağcılıkta ve ağaçları korumada önemli ölçülerde kullanılır.


Bakır tuzlarının özellikleri. Bakır I tuzlarının çözeltileri renksizdir, havay|a temas ettiklerinde yükseltgenerek mavileşir. Alkalilerle açık turuncu bir çökelek oluştururlar. Bakır I bileşiklerinin bağları temelde ortak-değerlikli, tuzları diyamanyetik-tir.

Bakır II tuzları çözelti halinde mavi ya da yeşildir, alkalilerle mavi bir çökelek verirler; bu çökelek amonyakta çözünerek koyu mavi bir çözelti oluşturur; bakır II tuzları, hidrojen sülfürle siyah renkte bakır II sülfür çökeleğini, potasyum ferrosiyanürte kızıl kahverengi bir çökelek verir. Bakır II tuzları paramanyetiktir.

batır cevherleri

Oksitti cevherler. Bu cevherler pek yaygın değildir. Başlıcaları kuprit (kırmızı oksit), melakonit (siyah oksit), malahit (yeşil hidratlı karbonat), azurit (mavi hidratlı karbonat), krizokol (hidratlı silikat) ve ataka-mittır (hidratlı oksiklorür). Bu cevherler Amerika Birleşik Devletleri, Şili, Zambiya, Zaire ve Uzakdoğu'da çıkanlır.

e Sülfürlü cevherler. Bakır cevherleri içinde en yaygın türdür. En önemlisi kalko-pirittir (bakır ve demirin çift sülfürü CujS, FeşSj) ve nadiren % 4’ün üzerinde bakır içerir; işletilen diğer sülfürlü cevherler, kalkosin (Cu2S), tetraedrit (ya da gri bakır), bornit (ya da sorguçlu bakır), enar-git (karmaşık sülfürfer) ve bakırlı demir piritlerdir. Bu sülfürlü cevherler özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Şili, Zambiya, Zaire ve SSCB'de işletilir.

tem bir yandan bakırın kükürde, öte yansan demirin oksijene olan ilgisinden yararlanılarak demiri bakırdan kuru yolla ayırmaya dayanır.

Yüzdürmeyle zenginleştirilen cevher, arasıyla şu işlemlerden geçirilir, kavurma, oöiümsel yûkseltgeyici bir işlev taşır ve demir sülfürün bir bölümünü oksit haline dönüştürür; eritme, demirin silisli cüruf bi-şminde elenmesini sağlar ve yansımalı fı--nda (Water-Jacket: su ceketi) silis eşliğinde (gang, eritici ya da fırın astarı) gerçekleştirilir. Özellikle son yıllarda oksidi oranda sülfürlü derişiklerin hızlı eritilmesine dayanan yeni yöntemler geliştirilmişti. (Flaş eritme fırınları, Noranda, Mitsubishi ve TBRC yöntemleri.) Bu yöntem-Serle hem yakıt tüketiminde büyük bir tasarruf sağlanır, hem de sülfürik asit üretiminde kullanılan S02 elde edilir. Eritmeden sonra yaklaşık % 40 dolayında bakır içeren zenginleştirilmiş bir mat kalır; dönüştürme işlemi demir sülfürün mattan tamamen ayrılmasını ve ham bakır (blister bakır) elde edilmesini sağlar.

Eskiden kullanılan silisli asit tuğlalarla astarlanmış konvertörter günümüzde yerlerini iç aşınmayı sınırlayan demir oksitli (F^OJ baz astarlı konvertörlere bırakmıştır; demiri cüruflaştırma işlevi gören silis, banyoya silis cevheri biçiminde katılır. % 3'ten düşük oranda bakır içeren fakir sülfüriü cevherlerin işlenmesinde yaş yöntemden (liçing) yararlanılır; Bakır sülfat ya da bakır klorür çözeltisine demir katılarak bakır metal halinde çöktürülür.

II. Oksitli cevherlerin işlenmesi. Kuru yöntem, Water-Jacket'te erimiş cevherin karbon eşliğinde indirgenmesine dayanır, bir eritici (aiümin ya da kireç) katılarak gangın cevherden cüruf halinde aynlması sağlanır. Öte yandan sülfürlü cevherlerde uygulanan yönteme benzer bir de yaş yöntem vardır; ancak çok az kullanılır.

III. Ham bakınn arıtılması (ham bakıra genellikle blister bakır denir; çünkü dönüştürme sonunda bakır yüzeyinde kükürt dioksit gazı çıkışından kaynaklanan
kabarcık boşluktan oluşur). Arıtma işleminin iki önemli yararı vardır: işlem sonunda hem arı bakır, hem de düşük oranlardaki altın, gümüş, bizmut vb. gibi değerli katışkılar elde edilir.

Yansımalı fınnda kuru yöntemle arılaştırma, katışkıların büyük bölümünü yükseltmeyerek en az % 99,5 oranında bakır içeren arı bir metal elde edilmesini sağlar. Önce uçucu elementler (çinko, arsenik, antimon) elenir; sonra diğer katış-kılar (demir, kalay, bizmut, kursun) silisle tepkimeye girerek cürufladır. İşlem sırasında bir bölüm bakır da yükseltgendiğin-den ağaçlama ile son bir kez indirgeme uygulamak gerekir.

Elektrolitik anlaştırma % 99,95 arılıkta bakır elde etme olanağt verir. Ham bakır ya da kuru yolla anlaştınlmış bakır, levha biçiminde dökülür ve bu levhalar asitli bakır sülfat çözeltisinde anot biçiminde kullanılarak elektrolizlenir (çözünen anot yöntemi); an bakır katotlar üzerinde birikir ve sonra yeniden eritilerek külçe halinde dökülür. Elektroliz tankının dibinde biriken çamurlar toplanır ve yeniden işlenerek değerli metaller (gümüş, altın, selenyum, tellür, platin) ayrılır.

bakır kullanımı

Arı bakırın sanayide kullanımını belirleyen temel özellikler şunlardır:

1. Sanayide kullanılan metaller arasında çok iyi elektrik iletkenlerinden biridir ve en iyi iletken gümüşün iletkenliğinin % 95’ine ulaşır. (İletken teller ve kablolar, elektrikli aygıtlar, motorlar, anahtarlar, kontaktör-ler vb.)

2. Çok iyi bir ısı iletkenidir. (Kazanlar, imbikler, bakır kaplar, değiştiriciler vb.)

3. Hava korozyonuna karşı yüksek bir direnç gösterir (boru sistemleri, çatıların kaplanması [yeşil pas oluşumu]).

Arı bakır temel olarak elektrik sanayisinde kullanılır; ama kimi niteliklerini geliştirmek gerekir (çekme dayanımı, yorulma dayanımı, sertlik, işleme kolaylığı, dö-ğülme sertleşmesinin daha iyi korunma-
sı için yeniden kristalleşme sıcaklığının yükseltilmesi, korozyona karşı direnç); bu amaçla yüksek iletkenliğini korumak koşuluyla çok düşük oranlarda kimi elementler katılır: % 0,1 gümüş, % 0,8 kadmiyum, % 0,5 tellür, krom ya da kükürt.

Sanayide kullanılan bakırlar şunlardır: mekanik alanda kullanılan bakır yüksek bir iletkenlik gerektirmez (kanal boruları, çatılar); bu bakırların oksidi fosforla giderilir, bu yolla oksitlenmeye karşı yüksek bir direnç kazanırlar, ancak iletkenlikleri düşer; elektrik alanında bakırın yüksek iletkenliğinden yararlanılır; oksijensiz bakır, çok yüksek iletkenlik, dövülebilirfik ve cama kaynayabilme niteliği (elektronik) gerektiren uygulamalarda kullanılır.

Bakırdan, oymalı metal yapıtlar da yapılır.

bakır alaşımları

Bakır çok sayıda metal elementle alaşım yapabilir. Bakıra yabancı elementlerin katılması, ısı ve elektrik iletkenliğini her zaman azaltan bir etki yapar; ancak mekanik ve erime özelliklerinde bir gelişme görüldüğü gibi korozyona karşı da özel bir direnç kazanır. Sanayideki önemine göre bakır alaşımlarının başlıcalan şunlardır: pirinçler*, bronzlar*, alüminyum* tunçları, bakır-nikeller*, mayşorlar*. Bu büyük alaşım gruplarının dışında bakır -berilyum gibi özel bakır alaşımları da vardır. Katkı oranı düşük bakır alaşımlan (katılma oranı % 2'den az) arasında en önemlileri şunlardır: gümüşlü bakır (% 0,1), yeniden kristalleşme sıcaklığında 100°C'lık bir artış görülür (elektrik makineleri parçaları ya da lehimleme sıcaklığına dayanması gereken parçalar); kadmi-yumlu bakır (% 1) mekanik yük çekmesi gereken hava telefon hatlarında kullanılır; kromlu bakır (% 0,7), su vermeyle işleyen bir menevişlemeyle yapısal sertleşmeye elverişlidir. Kromlu bakırdan kaynak elektrotları yapılır ve elektroteknikte büyük miktarlarda kullanılır; zirkonyumlu bakır (% 0,5), kromlu bakıra çok benzer.
Ayrıca yüksek mekanik özellikler göste-

ren bakır-$llleyum-nikel alaşımları vardır, öte yandan bakır-kurşun bir psödo -alaşımdır; sürtünmeye karşı gösterdiği olumlu niteliklerinden dolayı kullanılır.

üretim

Bakır üretimi en eski çağlara değin İner; bununla birlikte, yüzyılımızın başına değin sınırlı bir düzeyde kalmıştır (1900'de 500 000 t metal). 1914'te 1 Mt'a çıkan üretim, 1939'da yaklaşık 2 Mt’u buldu, günümüzdeyse 9 Mt'u geçmiştir. Ayrıca hurdalardan giderek daha büyük miktarlarda bakır elde edilmeye başlandı. Dolayısıyla bakır arılaştırma fabrikalarının toplam üretimi 10,850 Mt'a ulaşmıştır.

Şiii ve Amerika Birleşik Devletleri, hem cevher (1,588 ve 1,587 Mt metale eşdeğer), hem de metal (1,2 ve 2 Mt arılaştırılmış bakır) üretiminde önde gelen iki ülkedir. Amerika'da bakırın hemen tamamı batı bölgelerindeki düşük oranlı çok büyük cevher yataklarından sağlanır (% SO'ı Arizona ve Yeni Meksika’dan, geriye kalanı da Utah ve Montana'dan). Uluslararası nitelikte güçlü şirketlerden Anasonda Copper Company ve Phelps Ood-ğe Corporation 1895'te, Kennecoltt Cop-per Corporation İse 191 S'te bu bölgede, kuruldu. Maden ocakları ve bakır sanayici Şili'de Chuquicamata, El Teniente ve Escondida’da toplanmıştır.

Avrupa ve Japonya’da arı bakır üretimi (11,3 Mt ve 1 Mt) cevher üretiminden oldukça yüksektir (554 7001 ve 13 000 t). Üstelik bu ülkelerin tüketimi büyük ölçülere ulaştığından (3,1 Mt ve 1,6 Mt), hem ham bakır, hem de arılaştırılmış bakır dışalımı yapmak zorundadırlar. Avrupa’da, ıtnaden yataklarına yakın yerlerde kurutan küçük fabrikalar dışında bakır sanayisi büyük sanayi bölgelerinde ve büyük kentlerin yakınında gelişmiştir (Orta Ingiltere ve Londra, Anvers, Ruhr); Japonya'da İse limanlarda ve özellikle içdeniz kıyılarında kurulmuştur.

Uluslararası bakır pazarı, bir grup devlet tarafından beslenir; bu devletlerin yatakları avrupalı ve kuzey amerikalı uluslararası şirketlerce İşletilir. Ama Zaire, Zambiya ve Şili'de ise yerlerini ulusal şirketler almıştır.

Kanada (807 000 t, özellikle Sudbury, sonra OuĞbec'te) ve Avustralya'nın (327 000 t, üçte İkisi Ûueensland'da [özellikle Mount Isa]) bakır üretimi son yıllarda hızlı bir artış gösterdi. Zaire'de (356 000 t) Shaba bölgesinde, Zambiya’da (496

000 t) Coperbelt’te sınır noktaya ulaştı. Türkiye dünya bakır üretiminde %. 49’luk bir paya sahiptir (1990 yılında 43,8 Mt). Bakır cevheri Ergani, Küre-Aşıköy. Küre-Bakibaba ve Kutlular ocaklarından çıkarılır.

Çevrebil. ve Pedol. Bakır iyonu, çok az oranda, bitkiler için zorunludur: bu oli-nkirci goelement, yeşil bitkilerin olağan solunu-
munda kimi enzimlerin oluşmasına katılır. Buna karşın yüksek orandaki bakır, toprakta zehirleyici etki yapar: kuvvetli elektronegatif olduğundan çeşitli enzimlerin moleküllerine bağlanır ve onların etkinliklerini kilitler. Bakırın organometal bileşikleri, serbest haldeki bakır iyonu kadar zehirli değildir.

Bakır, hayvan organizmalarının bileşiminde ve işlevini iyi bir biçimde yerine getirmesinde zorunlu bir oligoelementtir. Bu iyonun İçme suyundaki en yüksek qrani Dünya sağlık örgütü'nce litrede 1 mg olarak saptanmıştır. Göreli olarak yüksek tutulan bu sayı böbreklerin bakır fazlasını eleme etkinliği ve böylece insan organizmasında birikimi önlemesiyle açıklanır.

Asmalardaki mildiyu hastalığına karşı bakır tuzlarının uzun süre kullanımı kimi toprakların çoraklaşmasına yol açmış ve yeniden ekime açılmadan önce bu topraklara zehir giderme işlemi uygulamak gerekmiştir.

—Kim. Elektrolitik bakır kaplama, sn çok kullanılan galvanoplastik yüzey işlemlerinden biridir. İster demirin ve çeliğin hava korozyonuna karşı korunmasında olsun, ister kimi elektrolitik işlemlerde ara bir katmanın (krom kaplama, nikel kaplama) ya da çöktürme yoluyla bir tabakanın (se-mantasyon) elde edilmesinde olsun, elektrolitik bakır kaplamadan geniş ölçüde yararlanılır. Sanayide İki tür çözünür bakır anotlu banyo kullanılır: asit banyosu, bakır sülfat ve sülfürik asit içerir; alkali ban-yo'da alkali siyanür, bakır siyanür (ya da sodyum ve bakırın çift siyanürü), alkali karbonat ya da sudkostik bulunur. En verimli alkali banyo, Rochelle tuzu katılarak elde edilir (sodyum ve potasyumun çift tartaratı). Bakır kaplama genellikle olağan sıcaklıkta yapılır; ancak alkali ortamdaki kaplama İçin 70-80°C'lık bir sıcaklık yeğlenir.

Kimyasal bakır kaplama, demir metali üzerine kolayca uygulanır. Bakır tuzu içeren bir asit çözeltisi içine bir demir lama daldırılırsa, bakır iyonları bakır olarak ayrılır ve demirin üzerini düzgün bir katman biçiminde kaplar (semantasyon). Bu yolla elde edilen kaplama, gözeneklidir ve genellikle pek dayanıklı değildir.

—Tekst. Bakır ipeği, pamuk artıkları ya da odun hamurundan elde edilir. Bu hammaddeler iyice temizlendikten sonra bakır sülfat ve sodyum hidroksitten elde edilen bakır hidroksit çökeltisi ile karıştırılır. Bu karışım bir yandan sıkıştırılarak sıvıdan arındırılırken, bir yandan havası da alınır. Suyu ve havası alınmış kütle amonyum hidroksitle işlenir. Böylece selüloz üzerine çöken bakır hidroksit amonyakla tepkimeye girerek Schweitzer çözeltisini oluşturur. Bu çözeltide selülozu çözer. Elde edilen bu çözelti durultma banyosundan geçirildikten sonra 1/2 den-ye inceliğinde çekilerek bobinlere sarılır.

BAKIR, Manisa’nın Kırkağaç ilçesi, merkez bucağına bağlı yerleşme; 3 954 nüf. (1990). Belediye PTT.

BAKIR (Muhammet bin Ali EL-) -» MUHAMMET BİN ALİ EL-BAKIR.

BAKIR sıf. (ar. bakr, oymak, ya'rmak'tan bakır). Esk. 1. Geniş. —2. Delen, oyan, yaran.

a. Arslan.

—Anat. Esk. Göz damarı.

BAKIR dafli, Anadolu'da Tahtalı dağ-laı.nın G.-B. kesiminde yüksek rloruk;

2 721 m. Kayseri'nın 80 km G.-D.’sunda-dır.

BAKİRCİ a 1. Bakır kaplar ve kazanlar yapan ya da satan kimse. —2. Bakır işleyen, erkek ya da kadın işçi.

BAKIRCILIK a. Bakır kap kacak yapımı ve/ya da satışıyla uğraşan ış dal:

—ANSİKL. El sant. Anadolu'da bakırcılığın gelişimi, çok eski tarihlere'değin uzanmaktadır. Çatalhöyük’te yapılan kazılar-
altın yaldızlı balor (tombak), XVII. yy. Top/tapı sarayı müzesi, İstanbul
dan elde edilen bulgular, bakır cevherinin, arıtılan madenlerin başında geldiğini göstermektedir. T avlama tekniği de ilk kez Anadolu'da gerçekleştirilmiştir. Çayö-nü, Çatalhöyük ve Suberde kazılarından çıkan ve I.Ö. VII. bine tarihlenen, dövme tekniğiyle yapılmış iğne, kanca gibi gereçler ve çeşitli süs eşyaları bunu kanıtlamaktadır. Yapılan araştırmalar, Anadolu’ da bakır cevheri yataklarının Eskiçağ'dan beri işletildiğini doğrulamaktadır. Roma ve Bizans dönemlerinde de, Anadolu’da gelişmiş maden sanatı atölyeleri bulunuyordu. Büyük Selçuklular ile birlikte, İslam maden sanatında önemli bir gelişme oldu. Selçuklular, sanatın birçok dalında olduğu gibi maden sanatının gelişiminde de önemli rol oynadılar. Selçuklular’ın İslam maden sanatına getirdiği en büyük yenilik, % 70 bakır, % 30 çinkodan oluşan pirincin her türlü kap yapım ve işleme tekniğinde kullanılışıdır. Bu dönemde gelişmiş maden sanatı atölyelerinin bulunduğu yerlerin başında Konya, Mardin, Hasankeyf, Diyarbakır, Cizre, Siirt, Har-put, Erzincan ve Erzurum geliyordu. OsmanlI devletinin kurulmasından sonra, gerek Anadolu'da, gerekse Balkanlar'da bakır madeni yataklarının yoğun olarak işletildiği ve maden sanatının doruk noktasına eriştiği bilinmektedir. Bu döneme ilişkin bakır eserlerin hemen tümü, üstün bir İşçiliğin ürünüdür. Kap türlerinin fazlalığı, zengin biçimler, özgün bezemeler, bu dönem bakır işçiliğinin ayırtedici özelliklerini oluşturmaktadır. Anadolu ve Balkanlardaki çok sayıda maden sanatı atölyelerinin en tanınmışları: Balkanlar’da Us-küp, Priştine ve Saraybosna; Anadolu'da Gaziantep, Kahramanmaraş, Mardin, Diyarbakır, Siirt, Muğla, Malatya, Elazığ, Erzurum, Trabzon, Giresun, Ordu, Sivas, Tokat, Kayseri, Çankırı, Çorum, Amasya, Kastamonu, Konya, Burdur, Denizli, Afyon, Kütahya, Balıkesir, Bursa, İstanbul ve Edirne idi. Bunlardan bazıları, günümüzde de bakırcılık merkezlerindendir.

Bakır kap yapım teknikleri dövme, dökme, sıvama (tornada çekme) ve preste basma olmak üzere dört ana bölüme ayrılır. Bunlardan dövme tekniği, bakır külçesini çekiçle döverek levha haline getirmek ve biçimlendirmek üzere, binlerce yıldan beri kullanılan bir yöntemdir. Ham bakır kalhanede eritildikten sonra tahta (sonradan pik demirden yapılmış) kalıplara dökülür. Bunlardan çıkartılan külçeler, uzun, ağır çekiçlerle dövülerek levha haline getirilir. Bu işlem, sayıları 5-10 arasında değişen kol’ adı verilen bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Günümüzde bu işlem otomatik silindirlerce gerçekleştiril-meKtedır Bunlar, levhanın her yerinde kalınlığın aynı olması ve sağladığı kolaylık nedeniyle tercih edilmekteyse de döv me bakır kadar dayanıklı değildir. Külçe
bakırın dövme tekniğiyle levha haline ge-tnlişi, Surname-i humayun (XVI. yy.) ve Sumame-i Vehbi'de (1720) yer alan minyatürlere de konu olmuştur. Bu yöntem, XX. yy.'ın başına değin Balkanlar ve Anadolu'da, geleneksel biçimini korumuştur. Hatta Anadolu’daki birçok bakır atölye-s.nde, bu yöntemin XX. yy.’ın ikinci yanana değin en ufak bir fark olmaksızın sürdürüldüğü bilinmektedir. Önemli bakirelik merkezlerinden Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Kavaklıdere bucağında, ağırlığı 100 kg’a varan leblebici tavalarının yapımında, günümüzde de bu yöntem kullanılmaktadır.

Bakır, tek başına elverişli bir döküm Tialzemesi değildir. Bunun için kalay, kurşun, çinko gibi madenlerle karıştırılarak, dökülebilme özelliği olan bronz ve pirinç alaşımları elde edilir. Bunlardan kap kacak gibi ev eşyası yanında kulp, kulp Bağlantısı, emzik, menteşe gibi parçalar sa yapılır. Sıvama (tornada çekme) ve Breşte basma yöntemleri, bakırcılığa son-■adan girmiş yöntemlerdir. Teknolojiye «oşut olarak bakırcılıkta kullanılan teknikler de gelişmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder